Cumhuriyet döneminde havacılık çalışmalarının ilk bilinen ismi Vecihi Hürkuş’tur. 20 Aralık 1923 yılında hükümet, Avrupa devletlerinin havacılık çalışmalarını incelemek üzere içinde Vecihi Bey’in bulunduğu bir heyeti Avrupa’ya yolladı. Vecihi Hürkuş Türkiye’ye dönüşünde ilk Türk tipi uçağı Vecihi K-6’yı inşa etti.
Cumhuriyet Devrindeki havacılık konusundaki ilk resmi çalışma ise Atatürk’ün emriyle 15 Mart 1925 tarihinde Türk Tayyare Cemiyeti’nin kurulması ile başladı. 7 Eylül 1925 tarihinde Kayseri’de Tayyare ve motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ) ve fabrikası kuruldu. Alman Junkers Uçak fabrikası lisansı ile Milli Savunma Bakanlığı ortak üretim yapmaya başladı. Vecihi Hürkuş Tomtaş fabrikasında görevlendirildi. Ama Tomtaş bir yolsuzluk olayına karıştı ve 1928 yılında iflas etti.
1930 yılında Vecihi Hürkuş Vecihi-14 tipi uçağını yaptı. Başbakan İnönü tarafından tebrik edildi ve uçak Çekoslavakya’ya gönderilerek test ettirilip ve olumlu rapor alındı.
Selahattin Alan 1926 yıllarında Fransa’ya mühendislik eğitimi alması için yollandı ve geldikten sonra 1932 yılında ilk prototipi MMV-I iki kişilik uçağı tasarlayıp gerçekleştirdi. Eskişehir’deki Türk Hava Kuvvetlerinin atölyelerinde çalışırken Nuri Demirağ ile tanıştı ve işinden ayrılarak Nuri Demirağ ile ortak olarak çalışmaya başladı. Nuri Demirağ kağıt ve sigara kağıdı ticareti ile başladığı iş hayatını daha sonra demiryolu müteahhitliği ile devam etmiş olan ve havacılık alanına yatırım yapan çok başarılı girişimci bir iş adamıydı.
Cumhuriyetin 10 yıl kutlamaları içinde yeni gelişen hava kuvvetleri etkin bir yer alıyordu. 1936 yılında İstanbul’da Hava harp akademisi kuruldu. 1930’lu yılların ikinci yarısına gelindiğinde, dünyada uçak teknolojisindeki gelişmelerden dolayı hava kuvvetlerimiz var olan uçakların yenilenmesine gerek duydu. Bir yandan Kayseri’deki uçak fabrikasının kapasitesinden yararlanılıyor bir taraftan da yeni uçak siparişleri veriliyordu. Türkiye yeni savaşlarda hava kuvvetlerinin kazanacağı önemin farkındaydı ve uçak sayısını arttırmak istiyordu. Bir yandan da kaynak sıkıntısı çekiliyordu. İsmet İnönü 24 Mayıs 1935’te Tayyare Cemiyeti Kongresi’nin açılış konuşmasında “ İşe yarayan orta bir uçak aşağı yukarı 60.000 liraya alınır ve bu uçağı daima işe hazır tutmak için her sene 60 bin lira hazırlamak gerekir. Memleket tayyare bütçesi olarak 6 milyon koymuş. Bu 100 uçak demektir ama bize 500 uçak lazımdır” demiş ve bağış toplanmasını istemiştir. Türk Tayyare Cemiyeti kendisine ayrılan kaynaklar ve bağışlarla 1932-36 arasında 149 yeni uçağın alınmasını sağladı. 1936 yılına gelince Hitler’in iktidara gelmesinden sonraki silahlanma çabası Türkiye’yi daha da tedirgin etti. 1938’de Türk hava kuvvetlerinin savaşan 215 uçağı vardı.
Cumhuriyetin önderleri havacılığı sadece askeri alanla sınırlamak istemiyorlardı. Topluma yayılmış kampanyalara önem veriyorlardı. 1935 yılında Türk Kuşu kuruldu. Burada Rusya’dan gelen öğretmenler gençleri eğitiyordu, bir kısım genç de Rusya’da eğitime yollanıyordu, Sabiha Gökçen’de bu gençler arasındaydı.
Nuri Demirağ 17 Eylül 1936 tarihinde bir etüt atölyesini ve aynı yıl Divriği’de “ Büyük Gök Okulu” adını verdiği ortaokulun temelini attı. İstanbul’da da yeni bir “ Gök Okulu” açtı, bu okulda teknik eleman yetiştiriyor ve uçuş dersleri veriyordu. Atölyesinde 5 Alman mühendis çalıştırıyordu. İsmet İnönü’nün oğlu Ömer İnönü de burada uçuş dersleri alıyordu.
22 Ocak 1937 tarihinde Türk Hava Kurumu Nuri Demirağ’ya 10 eğitim uçağı ve 65 planör siparişi verdi. Planörler yapılarak teslim edildi. Nu. D.36 adı verilen eğitim uçağı ise kontrol uçuşu sırasında Eskişehir’de bir kaza geçirdi, pilotu ve uçağın tasarımını yapan Selahattin Alan bu kazada vefat etti. Bu olay üzerine 1 Mart 1939’da Türk Hava Kurumu eğitim uçaklarının siparişini iptal etti. Nuri Demirağ bu karara itiraz etti ve mahkemeye başvurdu. Ama mahkeme Demirağ’ın aleyhine karar verdi. 10 Ocak 1941’de Nuri Demirağ Fabrikasında üretilen yolcu uçağı ilk uçuşunu yaptı. 7 Haziran 1941’de Etimesgut Fabrika’sında yapılan ilk uçak havalandı.
Nuri Demirağ daha sonra politikaya girdi ve tek partili sitemden çok partiliye geçme sürecinde CHP’ye muhalif olan ilk siyasi partiyi, Milli Kalkınma Parti’sini 1945 yılında kurdu. Milli Kalkınma Partisi iç çatışmalarından başını alamadı ve siyasette varlık gösteremedi. 1954 seçimlerinde Nuri Demirağ Demokrat Parti listesinden bağımsız Sivas milletvekili olarak seçildi. 1957 yılında da şeker hastalığından vefat etti.
Kaynakça: Dış Siyaseti ve Askeri Stratejileriyle İkinci Dünya Savaşı Türkiye’si 1. Cilt – İlhan Tekeli/Selim İlkin sayfa: 99-102, 110-111
Nuri Demirağ – Türkiye’nin Havacılık Efsanesi – Fatih Dervişoğlu