Genç İsmet, Topçu Okulu’na girdi
Osmanlı Devleti’nin 1787-88 yıllarında Rus ve Avusturya karşısında uğradığı ağır yenilgi, ıslahatın önce ordudan başlatılması gerektiği inancını yerleştirdi. III. Selim’in 1792 yılında İstanbul Haliç’te inşa ettirdiği Humbaracı Kışlası, bu çabanın ilk ürünlerindendi. Gelişen bu kuruma 1793’te Mühendishane-i Berri-i Hümayun adı verildi. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasında Karacehennem İbrahim Ağa ve topçuları önemli bir rol oynayınca, topçu sınıfının itibarı daha da yükseldi.
1847 yılında yeterince nitelikli subay yetiştirilmesi için Mühendishane Nazırlığı’nca hazırlanmış yeni bir lahiya kabul olundu. Bu yıllardan itibaren okulun Türk çağdaşlaşmasının koçbaşlarından biri olduğu rahatlıkla söylenebilir. Topçu Okulu’nun 1909 sonrasında Harbiye ile birleşmesinden sonra sivilleşen Mühendishane-i Berri-i Hümayun’un mirasçısı ise İstanbul Teknik Üniversitesi olmuştur.
Mustafa İsmet, 21 Temmuz 1897’de Sivas Mülkiye İdadisi’nin altıncı sınıfından nakil alarak Halıcıoğlu’ndaki Mühendishane’nin lise kısmına kayıt yaptırdığında, 13 yaşını henüz tamamlamamıştı. İdadi’den sonra 14 Şubat 1901’de Mühendishane-i Berr-i Hümâyun’a kaydoldu ve 1 Eylül 1903’te genç bir teğmen olarak okulun yüksek bölümünü bitirdi. Pangaltı Erkân-ı Harp Okulu’nu birincilikle tamamlayıp kurmay yüzbaşı çıktığında ise sadece 22 yaşındaydı. İnönü’nün, çevresinde bir şeyi kafadan hesaplarken hata yapanlara, “Biz Mühendishane-i Berri-i Hümayun mezunuyuz, kolay atlamayız,” diye takıldığı anlatılır. Askerliğinin hamurunda bulunan topçuluk sayesinde, hep bir hesap adamı olarak kaldığı ise bir gerçektir.