Sovyetler, Türkiye’ye nota verdi
Sovyetler Birliği, II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’nin gösterdiği tarafsızlık politikasının niteliklerinden duyduğu memnuniyetsizliği birçok kez dile getirmişti. Özellikle Boğazlar’ın kontrolünde gösterilen gevşeklik Moskova’yı hayli kızdırmıştı. Aslında kontrolden kaçan Alman gemilerinin fazlaca bir stratejik önemi yoktu; ayrıca denizaltı ve benzeri gemiler Tuna üstünden Romanya’ya getirilerek oradaki tersanelerde monte ediliyordu. Savaş sırasında müttefiklerin Boğazlar’dan geçerek Sovyetler’e silah yardımı yapamayışının, I. Dünya Savaşı’nda yaşanan durumdan bir farkı yoktu.
Oysa Stalin, Montreux Antlaşması’na göre Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin Boğazlar üzerindeki haklarının, örneğin Japonya’dan bir gram bile daha fazla olmamasını kabul edilemez buluyordu. Nitekim Stalin, “Üç Büyükler”in (Birleşik Krallık, ABD ve Sovyetler Birliği) savaşla ilgili konuları masaya yatırdıkları Yalta Konferası’nda, “Türklerin, Rusların gırtlağını sıkması”na daha fazla tahammül edemeyeceğini vurguluyordu.
19 Mart 1945 tarihinde Türk hükümetine iletilen Sovyet notası, işte bu koşullarda hazırlanmıştı. Sovyetler, bu nota ile 1925 tarihli “Türk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması”nın yenilenmesi için bazı değişiklikler yapılması gerektiğini iletiyordu. Sovyetler Birliği, daha sonraki günlerde 1921’de Türkiye’ye bırakılan Kars, Ardahan ve Artvin’in iade edilmesini ve ortak savunma için Boğazlar’da Sovyetler’e üs verilmesini de isteyecekti.