Türk halkının Erdal İnönü’yle ilgili ortak düşüncesi onun dürüst ve alçak gönüllü bir bilim insanı ve siyasi lider olduğu yönündedir. Erdal Bey her zaman güler yüzlüydü. Hayata ve olaylara iyimser yaklaşır ama kararlı bir tutum sergilerdi. Biraz yakından tanıyınca ince zekasının ve onun bir türevi sayılacak espri yeteneğinin tanığı olurdunuz. Yüksek bir sorumluluk duygusuna sahipti. Bunlar benim sevgili Erdal İnönü hakkında düşüncelerim.
Erdal İnönü’yü ilk kez 1981 sonrası Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsünde Müdür Yardımcılığı yaptığım sırada tanıdım. ODTÜ Rektörlüğünden ayrılmış ve Boğaziçi Üniversitesinde Temel Bilimler Fakültesi Dekanlığını üstlenmişti.
1983’te askeri yönetim yeni siyasal partilerin kurulmasına izin verdi. Erdal İnönü, yapıcı kişiliği, dürüstlüğü ve birleştiriciliği ile dağınık Türk solunu toparlayabilecek tek liderdi. Kapatılmış olan CHP’nin ileri gelenlerinin ısrarıyla, darbe öncesi CHP’ye oy vermiş seçmeni bir araya getirmek amacıyla Sosyal Demokrat Partinin (SODEP) Kurucu Genel Başkanlığını üstlendi. Ancak askeri yönetimce veto edildi. Erdal Bey, 1983 seçimleri sonrası yasaklar kalkınca tekrar bu göreve seçildi, ardından SODEP- Halkçı Parti birleşmesiyle oluşan yeni parti SHP’nin Genel Başkanı oldu. SHP çeşitli konularda uzmanların katıldığı danışma kurulları oluşturmuştu. Bu kurullarından birinde görev aldığım için Erdal Beyin toplantılara bizzat başkanlık yaparak verdiği önemin, farklı görüşleri dinleyip değerlendirdiğinin tanığı oldum. Erdal İnönü, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi, SHP için bilimsel araştırmalara dayalı politikalar üretmek üzere TÜSES’i kurdu. Korel Göymen’in başkanlığını yaptığı vakıfta ben de kurucu üyeler arasında yer aldım. TÜSES bir düşünce üretim kuruluşu olarak Türkiye’nin sorunlarına çözümler geliştirdi, ama Erdal İnönü’nün SHP Genel başkanlığından ayrılmasından sonra etkinliği azaldı.
Erdal Bey demokrat bir liderdi, uzak görüşlüydü ve insan haklarına son derece duyarlıydı. Erdal İnönü’nün bu özelliklerinin yansıdığı en güzel örnek, onun liderliğindeki SHP’nin, Kürt yurttaşların sorunlarına çözümler içeren raporudur. Erdal Bey bununla da yetinmedi, Türkiye’nin demokratikleşme ile ilgili bu sorununun çözümüne katkı için, partisi içinden ve dışından gelen çeşitli eleştirilere karşın, 1991 seçimlerinde Kürt siyasetçilerin SHP kanalıyla TBMM’ne girmelerine olanak sağladı.
Erdal İnönü, 1991 seçimleri sonucu Doğru Yol Partisiyle yapılan koalisyon sonrası Başbakan Yardımcısı oldu. Bu görevi sırasında bir bilim insanı olarak TÜBİTAK’ın bilimsel araştırma konusunda etkinliğini artırdı. İnönü, çalışan kesimin sorunlarıyla da yakından ilgiliydi. 1991 seçimleri öncesi Pancar Motor işçileri, Erdal İnönü’ye, fabrikalarındaki sorunları iletmişler. Başbakan Yardımcısı olduğunda Erdal Bey bizden Yönetim Kurulunda görev alarak, iflas aşamasına gelmiş şirketin sorunlarına çözüm üretmemizi istedi. Çözümleri saptadık, ancak ortaklardan Şekerbank’ın tutumu yüzünden uygulamaya geçiremedik. Ama bu olay Erdal Beyin verdiği sözlerin arkasında ne denli kararlılıkla durduğunu görmemize yol açtı.
Erdal İnönü demokrat olduğu kadar, özgüveni yüksek bir liderdi. Hükümet ortağıyla birlikte 1980 darbesiyle kapatılmış partilerin yeniden açılmalarını imkan veren bir düzenlemenin TBMM’de kabul edilmesini sağladı. Böylece lideri olduğu partiye rakip olabilecek CHP’nin tekrar açılması mümkün oldu.
1983’te YÖK sonrası ben de üniversiteden ayrılmış ve özel kesimde yöneticilik yapmaya başlamıştım. Bu sırada Necdet Uğur, Ahmet İsvan, Tarhan Erdem, Dr. Nezih Neyzi, Av. Ali Turgan, Prof. Dr. Mübeccel Kıray gibi bir grup seçkin siyasetçi ve akademisyen ile “Pera Palas Toplantıları” adıyla ülke sorunlarına çözüm önerilerinin tartışıldığı toplantılar düzenlemeye başlamıştık. Erdal Bey 7.11.1990’da “Sosyal Demokratların İktidar Hazırlığı”, 21.5.1996’da “Siyaset Üzerine Düşünceler” ve 9.10.2001’de de ”Siyasette Yeniden Yapılanma ve Yeni Oluşum İhtiyacı” başlıkları altında bu toplantılarda konuşmalar yaptı. Sonuncu konuşmayı, SHP-CHP birleşmesi sonrası CHP’nin baraj altında kaldığı dönemde yapmıştı. Erdal İnönü solu tekrar toparlamayı düşünüyordu ama ona imkan verilmedi.
Erdal İnönü kadirşinastı da. Benim akademik hayata 23 yıl ara verdikten sonra akademisyen ve idareci olarak görev aldığım yeni bir vakıf üniversitesinin ilk diploma töreninde beni kırmayarak konuşma yapmış ve 17 genç mezuna çok önemli mesajlar vermişti. Özetle Erdal İnönü sıra dışı bir bilim insanı, demokrat, yapıcı, uz görülü ve kadirşinas bir lider, mütevazı bir devlet adamıydı. Onun erdemlerinden yoksun insanların yönettiği dünyada Erdal Beyi özlemle anıyoruz.
Doç. Dr. Mehmet Kabasakal
Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi