“İsmet İnönü ile tanışmadım ama oğlu Erdal İnönü benim en yakın arkadaşımdır.”
İlkokul 3. sınıfta sözlü sınavda öğretmeninin ona sorduğu İsmet İnönü kimdir, bize tanıtın sorusuna küçük kızım Sinem’in verdiği cevap. Öğretmen ve sınıf arkadaşları güler, Sinem üzülür, olayı aileye, Sevinç ve Erdal’a da gülerek anlattık. Sene sonu karne günü okulun bahçesindeyiz. Bir baktım kapıdan Sevinç ve Erdal İnönü geliyor, Erdal’ın elinde güzel, küçük bir buket çiçekle en yakın arkadaşının karne gününü kutlamaya geliyor… Böyle incelikli düşüncelerin, sürprizlerin insanıydı Erdal.
“Erdal bir gün yemek esnasında gel seninle lades tutuşalım” dedi büyük kızım Didem’e. “Ben sana ya da sen bana bir şeyi verirken hep aklımda diyeceğiz, demeyen kaybeder, kaybeden kazanana bir hediye alır” dedi. Bir sonraki görüşmede kızım yine koşup boynuna atladığında, “Ladesi ben kaybettim, aklımda demedim ve seni kucağıma aldım” dedi. Hediye olarak ona Hayat Ansiklopedisi getirdi, içinde mesajı ve imzası vardı, kızım çok mutlu oldu ve kazandığı bu hediyeyi sayfa sayfa okudu. Onunla her sayfası ayrı güzel bir arkadaşlık ve dostluk sürdürdük.
İnsanın yaşamında çok az sayıda insan vardır ki tanıdıkça sevgisi tanıdıkça saygısı artar!
Sevgili Erdal İnönü bu duyguları bende yaşatan, ender olan, özel ve güzel olan bir insandı…
Sevinç ile evlendiğinde başlayan dostluğumuz içinde ben…
– Ulusal ve uluslar arası ödülleri ve teorileri olan bir bilim insanını…
– Cesur, dürüst, alçak gönüllü, hoş görülü, nazik, mantıklı, kendine özgü espri anlayışı olan, dinlemeyi bilen, gülümseyen çok aykırı bir siyaset adamını…
– Konserleri, tiyatroyu, sinemayı, müzeleri, galerimde açtığım sergileri kaçırmayan ve bilimciler, sanatçılar, şairler, yazarlar, Anadoluhisar’daki esnaf, taksi şoförleriyle dostluğu seven ve her yerde korumasız gezen insanı…
– Gökyüzü dünyasını, yıldızların isimlerini, ay tutulmasını, güneş tutulmasını, kuyruklu yıldızın geçişinin tarihlerini bilir, bize haber verir en iyi nereden görülecekse bizleri oralara götüren insanı…
– Dağlara çıkmayı, yürümeyi, tarihi yerleri gezmeyi, piknik yaptığımız yerlerde en ufak bir kirlilik bırakmamamıza dikkat eden doğayı, denizi, taşı, kumu hepsini seven ve koruyan insanı tanıdım, tanıdıkça sevdim, tanıdıkça saygım arttı…
Kâğıt kalem elimdeyken ne gönlüm, ne aklım, ne anılarım dur durak bilmiyor. Ne kadar yazsam Erdal İnönü için yetersiz, öyle güzel bir insan ki bir türlü bitiremiyorum…
Güzel insanlar bitmez, devam eder hikayeleriyle…
Rabia Çapa