Köy Enstitüleri Kanunu çıkarıldı
1940’lı yılların başında nüfusunun yüzde 90’ına yakını köylerde yaşayan Türkiye’nin 50 bin köyü için sadece 17 bin öğretmen vardı. Kentleşmenin henüz çok yavaş seyrettiği o devirde bu durum, eğitim alanında devasa bir kara delik oluşturmaktaydı.
Atatürk’ün Saffet Arıkan’a açtığı Köy Enstitüleri fikrini uygulamaya koyan İsmail Hakkı Tonguç, ilk eğitmenlerini Kayseri’de askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapan gençler arasından seçti. 1944’te eğitmenlerin sayısı tam 7 bini bulmuştu. Köy Enstitüleri girişimi 17 Nisan 1940’ta 3803 sayılı Kanun’la düzenlendi.
Cumhurbaşkanı İnönü, 2 Mayıs 1942’de Samsun’da, “Bu teşkilata büyük ümitlerle bağlıyız. Yapıcı, çare bulucu ve çalışkan bir ruh bu enstitülerin hayatına hâkim olmuştur. Öğretmenler ve enstitü müdürleri Türk köyünün geleceğini sağlam temellere dayandırmak için aşk ile çalışıyorlar. İktidarlı, fedakâr ve vatansever köy öğretmenleri yetiştirmek, enstitülerin mukaddes vazifesi olmuştur. Onlara düşen bu vazife, her vatansever için heves edilecek, imrenilecek bir vazifedir,” diyerek girişimi nasıl benimsediğini göstermişti.
Ne var ki Köy Enstitüleri dıştan gelen baskılarla da zamanla yıprandı. Recep Peker’in 5 Ağustos 1946’da, “Enstitüleri daha milli hale getireceğiz,” sözünü hükümet programına alması da sonun başlangıcı oldu. Kapatıldığı 1954 yılına kadar Köy enstitülerinde 1.308 kadın ve 15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetişmişti. İsmet İnönü, 1966 yılında, geride bıraktığı hayatı boyunca hatırlanacak en önemli eserlerinin Köy Enstitüleri ve çok partili hayata geçiş olduğunu söyleyecekti.