Doğu Anadolu’nun kurtuluşu
28 Eylül 1920’de başlayan Türk ileri harekâtı sonunda Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin, Batum ve Iğdır şehirleri Gürcü ve Ermenilerden geri alındı; 7 Kasım’da da Gümrü (Aleksandropol) zapt edildi. Bunun üzerine 22 Kasım’da barış görüşmelerine başlanarak 2 Aralık 1920 gecesi Gümrü Antlaşması imzalandı.
Gümrü’nün alınma haberine mütareke basınından Ali Kemal hemen, “Bu maceralarla felaketimizi artıracağımızdan şüphe olmasın,” yorumunu yaparken, Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa en yakın dostu Kâzım Karabekir’e şöyle söylüyordu:
“Doğu harekâtı bizi ve davamızı ihya etti. O kadar sıkılmış, o kadar daralmış idik ki nefes alacak bir menfeze kesinlikle ihtiyacımız vardı.”
Gümrü Antlaşması, Ermenistan’ı Türkiye’nin himayesinde gölge bir devlet haline sokmaktaydı. Gümrü Antlaşması onaylanmadığı için fiilen geçerlilik kazanmadıysa da, yerine imzalanan Moskova ve Kars Antlaşmaları en azından sınırların güvenliği açısından bölgeye uzun yıllar huzur sağladı.
Gümrü Antlaşması’nın bir özelliği de, Büyük Millet Meclisi’nin uluslararası anlamda imzaladığı ilk antlaşma olmasıdır. Büyük Millet Meclisi’ni ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ve Sevr’den vazgeçen ilk yabancı devlet Ermenistan olmuştur. Bunun neticesinde Doğu Cephesi’nde silahlar büyük ölçüde susmuş ve burada Ermenilerden alınan silah ve cephane batıya kaydırılmıştır. Hepsinden daha önemlisi de, Sovyet yardımının karayolundan hızla ulaşımının sağlanmış olmasıdır.