İnönü’den Basın Özgürlüğü konusunda, döneminin ötesinde çağdaş ve evrensel görüşler…
Uluslararası Basın Enstitüsü’nün 13. Kongresini Açış Konuşması – 3 Haziran 1964
Milletlerarası Basın Enstitüsü’nün XIII üncü kongresini açmaktan şeref duyuyorum. Enstitünün sayın üyelerine memleketimizi şereflendirdikleri için ayrıca teşekkürlerimi ifade etmeyi vazife sayarım.
Sayın üyeler,
Milletlerarası Basın Enstitüsü Türkiye’de büyük şöhreti olan bir teşekküldür. Basın Enstitüsünü faydalı, bizim için istifadeli bir yardımcı kuvvet olarak görüyoruz ve ona inanıyoruz.
Size, yılmaz savunucusu olduğunuz basın hürriyeti konusunda bu memleket aydınlarının ve gelmiş geçmiş islahatçılarının ruh haletini iyi ve eksik taraflarıyla, olduğu gibi söylemek isterim. Türkiye yüz seneden beri hürriyet rejiminin arkasındadır. Türkiye, hürriyet rejimi denildiği zaman bunun temeli olan unsurlar arasında basın hürriyetinin ön safta geldiğini uzun hayat tecrübesiyle öğrenmiş ve benimsemiştir. Bizim öğrendiğimiz bir gerçek de şudur ki, basın hürriyetine bir memleketin ve bilhassa onu idare edenlerin alışması zor olmaktadır. Bunun bir sebebi, basın hürriyetine alışmanın bir zihniyet, bir tecrübe meselesi olduğudur. Onun getirdiği iyilikler yanında basın hürriyetini bir tahrip vasıtası olarak kullanmak hastalığının da türlü şekillerindeki tepkilerinin, memleket ve millet hayatında denenmesi, alışmayı güçleştirmekte, alışma devrini uzatmaktadır.
Biz bugün Türkiye’de, basın rejimi itibariyle, basın hürriyeti ile ilgili olarak eski anayasalardaki “Basın, kanun içinde serbesttir” sözünün kötüye kullanılmasını önleyecek bir Anayasanın ve Anayasa Mahkemesinin teminatı altında yaşıyoruz. Basın üzerinde çıkan kanunlar için Anayasa Mahkemesine müracaat kapısı açıktır. Bu yol tecrübe edilmiştir ve Anayasa Mahkemesinin kabul edebileceği hudutlar korunmuştur. Bu yolun gelecekte de emniyetle işleyeceğini söylemeye lüzum görmüyorum.
Sayın üyeler,
Çok tecrübeli insanlar olarak sizler kanun hükümlerinin verdiği temel hakların tatbikatta pürüzsüz işlemesi için milletçe daha birçok şartların temin edilmesi lâzım geldiğini takdir buyurursunuz. Biz, samimî olarak bütün bu şartların peşindeyiz. Bu sözlerimle basın hürriyetine verdiğimiz önemi ve onun dürüst işlemesi için göz diktiğimiz hedefleri anlatmış olduğumu sanıyorum.